
Şahmeran
Şahmeran Efsanesi’ni bilmeyen yoktur. Yanıbaşımızdaki bu efsanevi kahramanı daha yakından tanımak için Tarsus’taki, geçmişin derinliklerinden günümüze ulaşan “yılan insan”ın ilginç öyküsüne bir göz atalım:
Yılanların Kralı anlamına gelen “Şahmaran” sözcüğü Farsça bir sözcüktür. “Maran” yılan anlamında olup, “Şah” sözcüğü ise zamanımızda İran’da halen kral anlamında kullanılmaktadır. Yılanların şahı olarak betimlenen Şahmeran, başı kadın, gövdesi yılan olarak betimlenen, konuşan olağanüstü bir varlıktır. Tarsus ve çevresindeki halk Şahmaran sözcüğünü biraz yumuşatarak “Şahmeran” olarak kullanmayı benimsemiştir.
Şahmeran Efsanesi Anadolu’nun en ünlü, en yaygın efsanelerinden biridir. Ancak Şahmeran Efsanesi çeşitli ağızlarda değişik şekillerde anlatılır. Farklı kavramlar ve değerler karışır efsaneye. Öykü İstanbul’a taşınıp filme çekilir. Türkan Şoray’ın Şahmeran olduğu öyküde eski surların içinde Bizans’tan kalma bir yaratık olarak aktarılır.
Şahmeran Efsanesi, Tarsus ve çevresinde yaşayan insanın, yaşadığı çağın kültürel değerleriyle zaman zaman değiştirdiği, süslediği ve gelecek kuşaklara aktardığı söylencelerin kuşkusuz en uzun ömürlü olanıdır. Ancak çeşitlemeleri halk yapıyor ve söylüyorsa bu önemli görülmelidir.
Bu efsane iki bin yıldan beri anlatılmaktadır. Süreç içinde konu değişmemiş olsa bile bazı kavramlar ve isimler değiştirilerek anlatılır. Efsanede Şahmeran ile tanışan insanın kişiliği de değişiktir. Kişilikle birlikte isim de değişmektedir. Şahmeran’la tanışan ilk insanın ismi bazı kaynaklarda “Belkıya” olarak geçerken, bazı kaynaklarda bu isim “Camsab” olarak değişir. Kimi kaynaklarda ise Şahmeran’la ilk buluşan kişinin Lokman Hekim olduğu anlatılmaktadır.
Ben ünlü Şahmeran’ım.
Öyküm çok şekillendi.
Adıma bir hamam bile var.
Tarsus’tan, geçmişin derinliklerinden günümüze ulaşan ben kimim… Neredeyim?